Tarihi çağlar arasında insanlık tarihi adına diğer çağlardan farklılaşarak bir köprü izlenimi oluşturan Orta Çağ, bir yönüyle yeniyle bağ kurarken diğer yönüyle tarihin dipsiz karanlık bir kuyusunu andırır. Bir madalyon misali iki farklı yüze sahip bu çağın karanlık yönünü oluşturan en belirgin fenomenlerden biri de cadılık olgusudur. Geçmişi antik dönemlere dayanan ancak en temel dayanağının Orta Çağ’da görebildiğimiz cadılık olgusu kadınlara atfedilen olumsuz imgelerden meydana gelmektedir. Cadılık olgusunun doğruluğu veya yanlışlığı tartışılır ancak cadılık atıfları yapılan suçsuz çok sayıda kadının hunharca katledildiği oldukça gerçektir. Verdiğimiz bu ön bilgi ışığında Orta Çağ’da cadılık olgusunu etraflıca ve farklı yönleriyle tarihi vesaikler ışığında aktarmaya çalışacağız.
BEYAZ TARİH / MAKALE
Orta Çağ, en gizemli çağ olup madalyona benzemektedir. Bir tarafında yenilik ve gelişmelerle diğer tarafında ise daha ürkütücü bir yönüyle karşılaşıyoruz. Ama karanlık mı? sorusunun cevabı bana göre “Hayır”. Çünkü tarihte yaşanan her kötü olay, Orta Çağ’a atfedilemez. Belki orada temelleri atılmış olabilir; ama o olayların gelişim sürecine de bakmak gerekir. Şu da bir gerçektir ki; Orta Çağ olmadan tarih anlaşılamaz. Tarih süreci yarım kalır. Bu önemli noktaları tekrar hatırlatarak yine bir Orta Çağ fenomeni olan ancak yayılma sürecini XVI. ve XVII. yüzyıllara kadar sürdürmüş olan cadılık konusuna geçelim. Tarihin daha önceki dönemlerinde cadılar, var olmalarına rağmen geç Orta Çağlarda daha fazla ön plana çıkmışlar ve özellikle de cadı kavramı kadınlar üzerinde yoğunlaşmıştır. Dolayısıyla Orta Çağ’ın farklı bir yüzünü ortaya sermiştir. Çünkü bundan sonra hiçbir şey aynı olmamıştır. Cadılar, heretik yani sapkın grubuna dahil edilmiş, cadılara karşı bir haçlı hareketi başlatılmış ve bu sırada çok sayıda kadın, cadı sıfatıyla yakılmıştır. Tüm bu kanlı olaylara ve çekilen acılara rağmen yeniden doğan bu kadınların hayat seyirleri değişmiş ve yeniden bir canlanma olmuştur. Evet işte oyun başlıyor ve perde aralanıyor….
Orta Çağ Fenomeni Kadınlar
Orta Çağ’ın en gizemli yüzüdür büyücülük ve cadılık. İlk akla gelen soru ise “Cadı kime denir?” Cevabı ise oldukça karmaşıktır. Çünkü XV. yüzyılda ortaya çıkan cadı kavramı, karmaşık bir kimliği ifade etmektedir. Cadı kelimesi, Almanca’daki “Hagazussa” kelimesinden gelir. Çit üzerinden atlayan anlamındadır. Bazı kaynaklarda ise cadı, dişi hayalet demektir.1 Cadı, daha çok masalsı bir varlıktır. Tüm kültürler tarafından bilinen ve masallarda anlatılan cadılar ise iri burunlu, kırmızı gözleri ve süpürgesi olan, geceleri ayinlere katılan çirkin ve yaşlı kadınlar olarak tanımlanmaktadır.2 Genel anlamda ise cadılar, büyü yapabilen, uçabilen, hayvanlara dönüşebilen, çocuk kaçırıp onları yiyebilen varlıklar olarak görülmüşlerdir.3
Cadıların geceleri Sabbat adlı bir ayin yaptıklarına ve orada şeytana tapındıklarına dair inançlar bulunmaktadır. Bu ayin, ayın belli günlerinde gece vakti yapılan bir kadınlar toplantısıdır. Bu ayinin en temel özelliği, gece olması ve gizli yapılmasıdır. Cadılar, Şeytana bağlılıklarını bildirmek için toplanırlar, İsa’yı inkâr eder ve sözleşmeler yaparlardı.4
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder